29 Eylül 2018 Cumartesi

Bangkok, Tayland


Yaklaşık 9 saatlik bir uçuşun ardından şehir merkezine tren ile doğrudan ulaşabileceğiniz Bangkok’ta sizi kendine has kokusu ve sıcacık hava karşılıyor olacak. Şehri turlamaya başladığınızda 2018 yılında turistler tarafından en fazla ziyaret edilen şehrin neden Bangkok olduğunu anlıyorsunuz. Genelde Phuket’e, Koh Samui’ye, Krabi’ye deniz tatiline gidecek insanlar öncesinde birkaç günlerini Bangkok’a ayırıyorlar. Şehrin tam ortasından Chao Phraya nehrinin geçiyor olmasından dolayı şehir içi ulaşım halkın çoğunluğunun tercih ettiği teknelerle sağlanıyor. En fazla kullanılan hatlardan biri olan ve iki önemli yapıyı tek seferde ziyaret etmenize imkan tanıyan Wat Arun ve Grand Palace arasındaki hattın ücreti yalnızca 3 Baht. Öncelikle turunuza giriş ücreti 100 THB olan Wat Arun’dan başlayıp sonrasında nehrin diğer yakasında olan Kraliyet Sarayı kompleksine devam edebilirsiniz. En başta hatırlatmakta fayda var. Tayland’da bulunan tüm tapınaklara uygun kıyafetlerle girmeniz gerekiyor. Eğer yanınızda kıyafet yoksa da hepsinin kapısında uzun filli pijamalar satılıyor dert etmeyin. Kraliyet Sarayı içerisine girdiğinizde Tayland’ın en kutsal yeri sayılan Wat Phra Kaew yani Zümrüt Budha Tapınağı’nı ziyaret edebilirsiniz. İçerisinde fotoğraf çekmenin yasak olduğu ki ben çaktırmadan çekmiş oldum ve bu kadar fazla korumanın bulunduğu tek tapınak burası.
Zümrüt Budha
Sadece kralın heykelin yanına yaklaşmasına izin veriliyor. Yerel halk ise budhaya kullanması için meyve, nevresim takımı, çiçek gibi hediye bırakıyor. Sonra onları da din adamları toplayıp yardıma ihtiyacı olanlara dağıtıyorlar. Tabi bir kısmını muhtemelen kendileri kullanıyordur diye düşünüyorum. Girişi kişi başı 500 Baht olan ve içerisinde en az bir saatinizi harcayacağınız bu saray kompleksinin taşlarla işlenmiş her duvarı ve her sütunu mimari açıdan görülmeye değer. Sonraki en önemli nokta ise saraya hemen yürüme mesafesinde olan yatan budha heykeli yani Wat Pho. Altın varakla kaplı olan bu budha heykelinin uzunluğu 46 metre olup yükseliği ise 15 metreyi buluyor. Burayı özel kılan en önemli neden ise bahçesinde yer alan özel meditasyon ve masaj eğitim merkezi. Tüm dünyadan insanlar buraya gelip masaj eğitimi alıp, sertifika aldıktan sonra kendi ülkelerinde bu işi meslek olarak yapabiliyorlar. Bana göre oraya kadar gidip masaj yaptırmadan dönülmemeli. Turistler tarafından çok popüler olduğundan dolayı sıra beklemeniz gerekiyor fakat Thai masajını tam kalbinde yaptırmış olmak için değer. Bunun yanı sıra görülmesi gereken bir diğer yer olan Golden Mount Tapınağı’na Wat Pho’dan taksiyle ya da Tayland’ın bir diğer yerel ulaşım aracı olan tuk tuklarla kısa sürede ulaşabilirsiniz. Burası yüksekten şehir manzarasının çok güzel izlenebileceği bir yer.
Golden Mount
Yüksek olmasından anlaşılması gerekiyor ki buraya ağaçlı ve otantik 300 basamaklı merdivenden tırmanarak çıkıyorsunuz. O anda acıktığınızı hissederseniz bu tapınağa yürüme mesafesinde olan ve Tayland’ın en meşhur yemeği Pad Thai’yi en iyi yapan Thip Samai restaurantında yiyebilirsiniz. 

Pad Thai
Akşama doğru saat 17.00’de açılan bu restaurantın önünde hemen 15 dakika öncesinden kuyruk oluşmaya başlıyor. Kısıtlı yerlerinden dolayı sokakta herkesin önünde pişiriyorlar bu yemeği ve bu da izleyenlerin hoşuna gidiyor. Eğer 10 THB fazladan ödemeyi kabul ederseniz sizi içerideki klimalı alana alıyorlar. Denemeye kesinlikle değer bir lezzet. Bir diğer görülmesi gereken yer ise China Town’da bulunan ve 5.5 ton ağırlığında som altından yapılmış olan Golden Budha heykeli. 
Golden Budha
Bu heykelin ilginç tarafı ise 700 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen altın olduğunun 1955 yılında heykelin üzerindeki kaplama kırıldığında fark edilmesi. Girişi ücretsiz olan bu tapınağı ziyaret ederken de her yerde olduğu gibi şortla girilmemesi ve ayakkabıların çıkarılması gerekiyor. Bunun yanı sıra akşam gidilmesinin daha eğlenceli olduğu Khaosan Road sokakta ayak masajı yaptırmak, kızarmış böceklerden tatmak 😊 ve hediyelik eşya almak için tercih edilebilir. Araç trafiğine kapalı bu caddede her milletten insan görebilmek mümkün. 
Khaosan Road
Bir diğer gece gidilmesi gereken yer ise tabiki gece pazarları. En ünlüsü olan Patpong gece pazarını ziyaret edip hediyelik eşya alabilirsiniz. Tayland’da alışveriş yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise pazarlık yapmak. Alacağınız şeyin fiyatını sorduktan sonra siz onun 3’te birini teklif edin ve kabul etmezlerse gidiyormuş gibi yapın onlar zaten arkanızdan sizi çağırıyor olacak. Zaten normalde o ürünün fiyatı teklif edilenin 3’te birinden dahi daha azdır. Eğer Bangkok’ta şehir dışına çıkacak kadar vaktiniz varsa yaklaşık 100 km uzakta bulunan Damnoen Saduak Floating Market yani yüzen çarşıyı ve bir diğer popüler şehir olan Pattaya’yı günü birlik ziyaret edebilirsiniz. Pattaya’da beni en fazla etkileyen yer The Million Year Stone Park ve timsah çiftliği olmuştu.
The Million Year Stone Park
Milyon yıllık geçmişe sahip ve artık taşlaşmış ağaçlardan oluşan park ve buna bağlı timsah şovlarının yapıldığı hayvanat bahçesi görülmeye değer. Mükemmel doğaya sahip olan bu yerin içerisinde bir de timsah gölü bulunuyor. Bir çubuğun ucuna et bağlayıp orada timsahları besleyebiliyorsunuz. 
Aslanların yanına kadar gidip, okşayıp resim çektirebilir ayrıca fillerin hortumlarına binebilirsiniz çünkü hepsi eğitilmiş inanılmaz uysal ve tatlı hayvanlar. Bununla beraber Pattaya’nın denizi efsane olmasa da yine turistler tarafından tercih ediliyor. Merkezinde trafiğe kapalı caddesinin etrafında ziyaret edebileceğiniz gece kulüpleri ve restaurantlar da mevcut. Hindistan cevizi suyu içerken işini seven ve her daim gülümseyen bir masöre yaptırdığım masajı hayal ediyorum da…
Golden Mount


Pattaya Timsah Çiftliği



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder