Los Angeles denilince akla
şüphesiz ilk gelen şey Hollywood filmlerindeki sahneler oluyor. Anlamı melekler
şehri olan Los Angeles’ı gezmek için mutlaka araba kiralamak şart. Yoksa bir
yerden bir yere gitmesi çok zorlu olabiliyor. İlk olarak her an her noktasında
ünlü görme ihtimalinizin yüksek olduğu Beverly Hills’ten turunuza başlayabilirsiniz.
Rodeo Drive’da gezdikten sonra çok da vakit geçirmeden Hollywood’a doğru
direksiyonu çevirmek gerek. Walk of Fame’i , Dolby Tiyatrosu yani eski adıyla
Kodak Tiyatrosu ve Çin Tiyatrosu ile ünlü Hollywood’da iğne atsanız yere
düşmüyor. Çeşitli kostüm giyip para kazanmaya çalışan insanlardan tutun, dans
edip şov yapan ya da bir şeyler satmaya çalışan insanlara varıncaya kadar herkes
Walk of Fame üzerinde. Yani en kalabalık yeri aslında yıldızların üzerinde en
ünlü isimlerin bulunduğu kısım diyebiliriz.
Walk of Fame |
Muhammed Ali’nin yıldızını
ararsanız ise kendisi Dolby Tiyatrosu’nun ordaki dondurmacının hemen yan
duvarında. Müslümanlar o yıldızı asla pas geçmiyorlar. Bunun yanı sıra Çin Tiyatrosu’nun
hemen önünde yine ünlülere ait el ve ayak izlerini görüp aman Will Smith’in de
elleri kocamanmış deyip keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Chinese Theatre |
Los Angeles’a gelip de meşhur
Hollywood yazısının önünde fotoğraf çektirmeden dönmek istemezsiniz sanırım.
Bunun için genelde Griffith Observatory’e çıkılması tavsiye edilir. Fakat bana
göre orayı en iyi ve yakından gören yer Lake Hollywood Park. Önünüzde hiçbir engel
olmadan Hollywood yazısı tam karşınızda duruyor olacak.
Eğer acıktıysanız Çin
Tiyatrosu’nun hemen karşısındaki Hooters’ın soslu tavuklarından yiyip
tacolarını tadabilirsiniz. Ya da arabayla 10 dk mesafede olan The Grove’a gidip
Cheesecake Factory’nin kocaman porsiyonlu yemeklerini keşfedebilirsiniz. Midenizde
boş yer kalırsa da benim için fazladan bir cheesecake yiyin zira kendisi fazla
lezzetli. Eğer buralara 16.00-18.00 saatleri arasında giderseniz happy houra
denk geleceğiniz için daha uygun fiyatlara yiyor olacaksınız. Ayrıca Grove’u
ziyaret ederseniz tarihi Farmers Market’i de dolaşabilirsiniz. Farkındaysanız Downtown’la
alakalı bir şey yazmıyorum çünkü bana göre gezilecek çok da bir yeri yok. Walt
Disney Concert Hall, Bradbury Building, Grand Central Market’i ziyaret etmek yeterli
olabilir.
Downtown Los Angeles |
Downtown’u gezdikten sonra vakit kaybetmeden kendinizi sahil kesimine
atabilirsiniz. Malibu, Santa Monica, Venice Beach sırasıyla mutlaka gezilmesi
gereken yerler. Benim favorim ise San Francisco’dan başlayan route 1’in bitiş
noktası olan Santa Monica. Güneşi iskelede batırıp, dönme dolabına binip
eğlenen çocukları izledikten sonra Third Street Promenade tabelasını takip
ederek trafiğe kapalı yürüme caddesine ulaşabilirsiniz. Bir yerde oturup
kahvenizi içerken de sokakta şarkı söyleyenleri keyifle dinleyebilirsiniz.
Santa Monica |
Venice Beach ise tam sörfçüler için biçilmiş kaftan. Genelde gençlerin
takıldığı plajı gündüz fazlaca turist çekiyor. Bunun yanı sıra Los Angeles’ta
eğer fazladan tam bir gününüz varsa bileti 120 USD olan Universal Studios’u
ziyaret edebilir hayranlıkla izlediğiniz dünyaca ün yapmış Hollywood fimlerinin
çekildiği film setlerinin içindeymişçesine eğlenceli bir şekilde vakit
geçirebilirsiniz. Peki Los Angeles’ta hangi bölgede kalalım diye sorarsanız da
kesinlikle bunun cevabı merkezinde olmayacak. Los Angeles Amerika içerisindeki otel
fiyatları en pahalı olan şehirlerden. En mantıklı şey burada Airbnb kullanmak
ya da arabanız varsa da merkezi yerler değil de biraz daha şehrin dışında olan
havalimanı çevresi, Torrance ya da Long Beach yakınlarında otel bulmak. Otel
demişken eğer Amerika’daysanız otelden bile temiz olabilen motellerde kalmak da
eğlenceli olabiliyor. İyi gezmeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder