18 Eylül 2018 Salı

Los Angeles, Amerika


Los Angeles denilince akla şüphesiz ilk gelen şey Hollywood filmlerindeki sahneler oluyor. Anlamı melekler şehri olan Los Angeles’ı gezmek için mutlaka araba kiralamak şart. Yoksa bir yerden bir yere gitmesi çok zorlu olabiliyor. İlk olarak her an her noktasında ünlü görme ihtimalinizin yüksek olduğu Beverly Hills’ten turunuza başlayabilirsiniz. Rodeo Drive’da gezdikten sonra çok da vakit geçirmeden Hollywood’a doğru direksiyonu çevirmek gerek. Walk of Fame’i , Dolby Tiyatrosu yani eski adıyla Kodak Tiyatrosu ve Çin Tiyatrosu ile ünlü Hollywood’da iğne atsanız yere düşmüyor. Çeşitli kostüm giyip para kazanmaya çalışan insanlardan tutun, dans edip şov yapan ya da bir şeyler satmaya çalışan insanlara varıncaya kadar herkes Walk of Fame üzerinde. Yani en kalabalık yeri aslında yıldızların üzerinde en ünlü isimlerin bulunduğu kısım diyebiliriz.
Walk of Fame
Muhammed Ali’nin yıldızını ararsanız ise kendisi Dolby Tiyatrosu’nun ordaki dondurmacının hemen yan duvarında. Müslümanlar o yıldızı asla pas geçmiyorlar. Bunun yanı sıra Çin Tiyatrosu’nun hemen önünde yine ünlülere ait el ve ayak izlerini görüp aman Will Smith’in de elleri kocamanmış deyip keyifli vakit geçirebilirsiniz.

Chinese Theatre
Los Angeles’a gelip de meşhur Hollywood yazısının önünde fotoğraf çektirmeden dönmek istemezsiniz sanırım. Bunun için genelde Griffith Observatory’e çıkılması tavsiye edilir. Fakat bana göre orayı en iyi ve yakından gören yer Lake Hollywood Park. Önünüzde hiçbir engel olmadan Hollywood yazısı tam karşınızda duruyor olacak.


Eğer acıktıysanız Çin Tiyatrosu’nun hemen karşısındaki Hooters’ın soslu tavuklarından yiyip tacolarını tadabilirsiniz. Ya da arabayla 10 dk mesafede olan The Grove’a gidip Cheesecake Factory’nin kocaman porsiyonlu yemeklerini keşfedebilirsiniz. Midenizde boş yer kalırsa da benim için fazladan bir cheesecake yiyin zira kendisi fazla lezzetli. Eğer buralara 16.00-18.00 saatleri arasında giderseniz happy houra denk geleceğiniz için daha uygun fiyatlara yiyor olacaksınız. Ayrıca Grove’u ziyaret ederseniz tarihi Farmers Market’i de dolaşabilirsiniz. Farkındaysanız Downtown’la alakalı bir şey yazmıyorum çünkü bana göre gezilecek çok da bir yeri yok. Walt Disney Concert Hall, Bradbury Building, Grand Central Market’i ziyaret etmek yeterli olabilir.
Downtown Los Angeles
Downtown’u gezdikten sonra vakit kaybetmeden kendinizi sahil kesimine atabilirsiniz. Malibu, Santa Monica, Venice Beach sırasıyla mutlaka gezilmesi gereken yerler. Benim favorim ise San Francisco’dan başlayan route 1’in bitiş noktası olan Santa Monica. Güneşi iskelede batırıp, dönme dolabına binip eğlenen çocukları izledikten sonra Third Street Promenade tabelasını takip ederek trafiğe kapalı yürüme caddesine ulaşabilirsiniz. Bir yerde oturup kahvenizi içerken de sokakta şarkı söyleyenleri keyifle dinleyebilirsiniz.

Santa Monica
Venice Beach ise tam sörfçüler için biçilmiş kaftan. Genelde gençlerin takıldığı plajı gündüz fazlaca turist çekiyor. Bunun yanı sıra Los Angeles’ta eğer fazladan tam bir gününüz varsa bileti 120 USD olan Universal Studios’u ziyaret edebilir hayranlıkla izlediğiniz dünyaca ün yapmış Hollywood fimlerinin çekildiği film setlerinin içindeymişçesine eğlenceli bir şekilde vakit geçirebilirsiniz. Peki Los Angeles’ta hangi bölgede kalalım diye sorarsanız da kesinlikle bunun cevabı merkezinde olmayacak. Los Angeles Amerika içerisindeki otel fiyatları en pahalı olan şehirlerden. En mantıklı şey burada Airbnb kullanmak ya da arabanız varsa da merkezi yerler değil de biraz daha şehrin dışında olan havalimanı çevresi, Torrance ya da Long Beach yakınlarında otel bulmak. Otel demişken eğer Amerika’daysanız otelden bile temiz olabilen motellerde kalmak da eğlenceli olabiliyor. İyi gezmeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder