29 Ekim 2018 Pazartesi

Hanoi, Vietnam


Savaşları ile insanların aklında kalan Vietnam bir yanda doğal güzellikleri bir yanda ise halkın fakirliği ile ön plana çıkıyor. 


Ülkede araba sayısının 20 katı kadar motosiklet mevcut ve bu da yolda yürümenizi zorlaştırıyor. Kaldırımlara park edilen motosikletler ve derme çatma restaurantların yemeklerini kaldırımlarda pişirmeleri sebebiyle kaldırımda yürüyemiyorsunuz ve dolayısıyla yolun kenarından ilerliyorsunuz. Yanınızdan motosikletler vızır vızır ilerliyor ki çoğu yerde trafik ışığı da mevcut değil. Hanoi şehir merkezinde birkaç noktada var fakat yayaya yeşil yansa da kimse buna aldırış etmiyor. Dolayısıyla tam bir keşmekeşin içine düşmüş oluyorsunuz. 

Peki Vietnam’a öncelikle nasıl vize alıyoruz? Türklere kapıda vize uygulaması olmasına rağmen elinizde vize onay kağıdınızın olması gerekiyor. 100 USD karşılığında size bu onay kağıdını hazırlayan acenteler mevcut. Bu kağıdı alırken hangi havalimanına ineceğinizi belirtmeniz gerekiyor çünkü kağıdın aslı o havalimanına gönderiliyor. Yani Hanoi dediniz Ho Chi Minh City’e inmek durumunda kaldınız işte o zaman sıkıntı. Havalimanında vize onay kağıdınızla beraber vize bankosuna başvuruyorsunuz ve 25 USD karşılığında tek girişli vizeniz pasaportunuza basılıyor. Yani Vietnam vizesi almak hem çok zor hem de onay kağıdınız varsa çok kolay. Hanoi havalimanı şehre yaklaşık 40 dakika uzaklıkta. Havalimanından yerel halkın kullandığı merkeze giden otobüsler mevcut fakat rahat mıdır bilemem. Biz taksiyi tercih ettik ki onu bulmak bile zor oluyor çünkü dışarıdaki taksicilerin güvenilir olmadığını söylüyorlar. Bu sebeple biraz daha fazla ücretle havalimanının içinde bulunan tur şirketleri size taksiyi ayarlıyorlar. Zira otele ulaştığımızda resepsiyonistin lütfen şehrin içinde dolaşırken telefonunuza çantanıza dikkat edin demesi bu her şeyin en güvenlisi olsun çabamızı haklı çıkarıyor. Peki nereyi geziyoruz?
Old Quarter: Turistler tarafından ilk başta ziyaret edilen yer olan eski şehir meydanı ve çevresi yerel ve bazı Amerikan markalı restoran ve hediyelik eşya dükkanlarının en fazla bulunduğu yer. Festivaller ve geleneksel kutlamalar bu eski şehir meydanında yapılıyor ve o anda yolda yürüyecek yer bulmak bile imkansızlaşıyor.
Hoan Kiem Lake: Eski şehir meydanında bulunan bu göl Vietnam’lılar tarafından kutsal kabul ediliyor. Efsaneye göre 1428 yılında Çin baskısı altında olan halkın, gölden çıkan dev bir kaplumbağanın imparatora bir kılıç vermesiyle bağımsızlığına kavuştuğu söyleniyor. Böylelikle Hanoi başkent oluyor. Kutsal olmasının yanı sıra halk burayı hem dinlenmek hem de sabahları spor yapmak için kullanıyor. Çünkü Hanoi’nin içinde motosikletlerden dolayı her yer egzoz dumanı kokuyor ve herkes maske kullanıyor. İnsanların oksijen alabileceği yerler haliyle sınırlı oluyor.
Hoan Kiem Gölü
Ha Long Bay: Unesco dünya mirası listesinde yer alan cennet gibi yer Ha Long Koyu’na gitmeniz için şehir merkezinde fazlaca bulunan tur şirketlerinden tur ya da sadece otobüs bileti satın alabilirsiniz. Teknede konaklamalı ya da günü birlik turlardan biz kişi başı 40 USD verip günü birlik olanını tercih ettik ki yol 170 km olmasına rağmen trafikten dolayı ulaşması yaklaşık 3-4 saat sürüyor. Ha Long Limanı’na ulaştığınızda sizi tekneler alıp koyda muhteşem bir gezintiye çıkarıyor. Yaklaşık 2000 tane adanın arasından geçerken çok güzel manzaralara tanıklık ediyorsunuz. Tekne Hang Sung Sot mağarasının olduğu adaya yaklaşıyor ve 1 saat boyunca bu eşsiz mağarada geziyorsunuz.  Mağaranın olduğu yükseklikten koyun manzarası da efsane. Sonrasında ise turun içeriğine göre diğer adalara uğrayıp farklı aktiviteler yapabilirsiniz.
Ha Long Koyu

Hoa Lu, Tam Coc: Bir diğer cennet ise Ninh Binh şehrinde bulunan ve Ho Long Koyu’nun kara üzerindeki hali olarak kabul edilen Tam Coc. Yine günü birlik olup ücreti kişi başı 30 USD olan bu tur öncelikle 10. Ve 11. Yüzyılda Vietnam’ın başkenti olan Hoa Lu’da bulunan iki önemli tapınağa uğruyor. Bir tanesi ilk imparator Dinh Hoan’a ait ve gayet süslenmiş bir tapınak. Diğeri ise 200 metre ilerisinde, Dinh Hoan öldükten sonra eşinin yeniden evlenmesiyle kral olan Le Hoan’a ait. Halkın hala ilk imparatorlarına saygı göstermelerinden dolayı bu tapınak gayet sade şekilde inşa edilmiş. Buradan sonra 20 dakika uzaklıkta bulunan Tam Coc’a uğrayıp nehir üzerinde kayıkla mağaraların ve muhteşem dağların arasından geçiyorsunuz. Bu kayıkların çoğunu kadınlar ayaklarıyla kürek çekerek ilerletiyor. Vietnam’da gördüğüm kadarıyla erkeklerden çok kadınlar çalışıyor.
Hoa Lu

Tam Coc
Temple of Literature: 1070 yılında inşa edilen bu Edebiyat Tapınağı Konfüçyüs adına inşa edilmiş olan birçok tapınaktan en önemlisi. Şehrin merkezine yürüme mesafesinde olan bu yeri gezerken kepiyle cübbesiyle mezuniyetini kutlayan öğrenciler görebilirsiniz çünkü mezuniyet törenleri burada gerçekleşiyormuş.
Street Trains: Günde iki defa trenin geçtiği bu daracık sokak turistler tarafından hayli ilgi görüyor. Ufacık evlerde oturan insanlar trenin geçmediği saatlerde bu sokağı yemek yapmak ya da çamaşır asmak için kullanıyorlar. Maalesef halkın fakirliğini gözler önüne seren bir sahne oluyor burası.
Street Trains

St Joseph’s Cathedral: Ülke nüfusunun %10 kadarının Hristiyan olmasından dolayı şehrin merkezinde kocaman bir kilise mevcut. Etrafında cafelerin ve şehrin diğer yerlerine göre daha kaliteli yemek yiyebileceğiniz yerlerin olduğu bu katedralin bahçesinde bazı akşamlarda dini törenler gerçekleştiriliyor.
St Joseph Katedrali

Quan Su Pagoda: Budistlerin dini yapıları olan Pagodalar Hanoi’de de yaygın durumda. Bunların en önemlilerinde biri olan bu Pagoda 15. Yüzyılda hanedan tarafından inşa edilmiş. Hoan Kiem gölüne ise yürüme mesafesinde.
Quan Su Pagoda

Dong Xuan Market: Bir alışveriş merkezi beklentisiyle gidip üstü kapalı bir han ile karşılaştığım anı hiç unutmuyorum. 3-4 katlı olan bu yapının içerisinde birçok dükkan mevcut. Şehrin içine göre hediyelik eşyaların çok daha uygun olduğu bu alandan, aynı zamanda yerel baharat ve kahveler de satın alabilirsiniz. Vietnam’ın kahvesi ve kaju fıstığının ünlü olmasından dolayı burada sizin için birçok seçenek mevcut. Siz yine de pazarlık yapmayı unutmayın çünkü turistleri kazıklamak her asya ülkesinde olduğu gibi burada da çok yaygın olan bir şey.
Hanoi Night Market: Dong Xuan Marketin oradan başlayıp eski şehir meydanına kadar uzanan caddede her cuma, cumartesi ve pazar günleri akşam 8’de yine asyanın vazgeçilmezi gece pazarı kuruluyor. O gecelerde şehrin içindeki trafiği siz düşünün. Yine hediyelik eşyaların ve sahte çanta ve spor ayakkabılarının satıldığı birçok tezgah mevcut. Amerikan ya da Avrupa markalarının birçoğunun Vietnam’da fabrikasının olmasından dolayı burada üretim hayli yaygın. Bu sebeple her şeyin aynı zamanda sahtesi de üretilmiş.
Peki Vietnam’da ne yiyoruz? İlk başta denenmesi gereken şey içerisinde pirinç noodle ve et ya da tavuk bulunan Pho çorbası. Damak tadımıza yakın olmasa da tadı fena sayılmaz. Eğer yok ben içemem bunu derseniz bal kabağı çorbası hayat kurtarabilir.
Pho Çorbası
Bunun yanı sıra balık ürünlerinin hayli yaygın olmasından dolayı karides, kalamar, midye, çok popüler olan yılan balığını yiyebilirsiniz. Eğer Uzakdoğu yemeği ya da balık ürünleri sevmiyorsanız eski şehir meydanında hamburger ve pizza restoranları da mevcut. Yani aç kalmanız imkansız 😊 Bir de meşhur çiğ yumurtalı kahvesinden içmeden dönmeyin derim. Cafe Giang bunu en iyi yapan yermiş. Yazmaya doyamadığım ve doğasını pek sevdiğim Vietnam’a selamlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder